Fenerbahçe, UEFA Konferans Ligi’nde çeyrek final aşamasının rövanşında Olympiakos ile karşı karşıya geldi. Sarı-lacivertliler, heyecan dolu mücadelede rakibine seri penaltı atışları sonucunda mağlup oldu. Fenerbahçe’nin mağlubiyetini Ercan Güven değerlendirdi.
Milliyet Gazetesi’nin usta kalemlerinden Ercan Güven, İsmail Kartal’ın hamlelerini eleştirdi. Ercan Güven yazısında dikkat çeken satılara yer verdi.
İşte Ercan Güven’in “Doktor ‘ne yersen ye’ deyince” başlıklı yazısı…
Dün akşam tam bir şölen olarak başladı… “Doktor ne yersen ye” demiş, sahaya ideal kadro dizilmişti. Tribünler muhteşem, umutlar zirvedeydi. Ama Fenerbahçe oyundan düşüp, müthiş hamlelerle daha da dibe vurunca tur uzatmalara, oradan penaltılara kaldı. Livakovic mi kurtaracaktı takımı, ayağını topa değmeden penaltı kullanan Bonucci mi?
Sorumlu kim?.. Bu kez doktorlar masum!.. Fred ve İrfan’ı çıkarıp Zajc’ı, Krunic’i sokan ve Fred de dahil herkesi hayretler içinde bırakan teknik heyet ilk sırada.
Elveda Avrupa…
Oysa ilk yarı Fenerbahçe’nin “mostrasıydı”!..
Rakipten saliseler önce olası tehlikeyi sezip oluşmasına izin vermeyen Becao tecrübesi ile Djiku zindeliği yan yana olunca savunma kusursuz hale gelmişti. Sağda Osayi, solda Ferdi Olympiakos’un ana oyun planı kanat hücumlarını durdurmakla kalmıyor, Fenerbahçe’nin klasik oyun planı önde baskı ve çoğalma işlevine planlanmış katkı yapıyordu. Fred ve İsmail, önce Olympiakos’un hızlı hücumlarını durduran ardından oyunu öne taşıyan iki sihirbazdı.
Faullerle hızı ve oyun kurması kesintiye uğratıldığında orta alana gelip adeta “ikinci Fred” olan Dzeko ile oyunda en az gözüktüğünde en büyük katkılarını yapabilen Tadic ustalıklarını bir kenara koyarsak, devrenin yıldızı bir gol atıp bir golü de kaleci tarafından zorlukla engellenen İrfan Can’dı. Szymanski yine dinamosuydu orta sahanın.
Fenerbahçe’nin futbol ustaları, pasın “en konforlusunu” vermek için rakibin uzanma/engelleme risklerini göze almasalardı, çok daha fazla pozisyon bulabilir ve maçı ilk yarıda koparabilirdi Fenerbahçe.
Bu durum Olympiakos’un ilk devre boyunca bırakın pozisyonu, Fenerbahçe ceza sahasına bile girememesine neden oldu.
“Hakemfobik” bir ligin yorumcusu olarak, görevi Dzeko’yu, İrfan’ı faulle durdurmak olan Ortega’nın ancak 35’de sarı kart görmesini, ilk yarının uzatma dakikalarında ne sahadaki ne de VAR’daki hakemin verebildiği Szymanski’yi yapılan penaltıyı, ikinci yarı Tadic’i doğrayan Ntoi’nin ikinci sarı ile atılmamasını yazmamak olmaz. Ntoi hak ettiği kırmızıyı 120. Dakikada gördü iyi mi?
Fenerbahçe’nin golüyle ilk yarı taksimetre sıfırlanmıştı ama Fenerbahçe yerine ikinci yarı Olympiakos vites yükseltti. Pire’deki gibi Fenerbahçe çıkarken problem yaratmakla başladı. Buna yorulup oyundan düşen Fenerbahçeliler de eklenince, kenardan takımı daha da düşüren hamleler gelince, Livakovic’e iş düşen ikinci yarı zor ve golsüz bitti. Olympiakos’un istediği gibi uzatma devreleri penaltılara kadar gitti.
Maçın normal süresinde yorulan Dzeko yerine Bathsuayi’yi alan İsmail Kartal, “neyini beğenmediyse” İrfan ile Fred’i de alıp sahaya sürdüğü Zajc, Cengiz, Çağlar ve Krunic ile turun tüm sorumluluğunu üzerine aldı. Nasıl altından kalkar acaba?
Hoşça kal Avrupa.
FAİK ÇETİNER | KARTAL SÜPER LİG’İ İSTİYOR / FANATİK
Fenerbahçe ilk defa ideal 11’i ile sahada. Stoperler Becau ve Djiku yan yana oynayınca defansa güven gelmiş. Sağda Osayi, solda Ferdi modern bek nasıl (defansta ve ofansta) olur dersi veriyorlar. Orta alanda İsmail Yüksek ve Fred dinamo ayarında. Szymanski onlara ayak uyduruyor. Oyunu 1-0’a taşıyan İrfan Can sahada adeta resital yapıyor. Dzeko ve Tadiç’in sağı solu belli değil. Patlamaya hazır gibiler. Tribünlerdeki Kadıköy korosunun eşi emsali yok. Fenerbahçe ilk maçı fazla düşünmeden oyuna müthiş bir ön baskıyla başladı. Olympiakos bu baskılı oyundan bunaldı, maça hiç giremedi. İlk 15 dakika dolmadan golü de yiyince iyice şaşırdı. Düşünün ilk 45 dakika içinde Livakoviç’i bir defa rahatsız edemediler. Sahadaki takımın hamleye ihtiyacı yoktu. Oyunun ikinci bölümünde de maçı kontrol eden, ofansif oynayan Fenerbahçe ile gol yememek üzerine planlar yapan Olympiakos vardı. İsmail Kartal son 20 dakikada hamleler yaptı. Önce Dzeko’yu (ben çıkartmazdım) dışarı alıp Batshuayi’yi oyuna soktu. Oyun biterken ise takımın iyilerinden İrfan Can ve Fred’i alıp (uzatmaları unutmuş olacak) Zajc ve Cengiz Ünder’i sahaya sürdü.
YARI FİNALİ İSTİYOR GİBİ GELMEDİ
Sonra başladık uzatmaları izlemeye. Aslar dışarı, kulübedekiler içeri (Çağlar, Kruniç) girince Fenerbahçe’nin hızı kesildi. Maç biterken Bonicci’de (penaltı ustasıymış!) oyuna dahil oldu. Misafir takımın ofansif becerileri de olmayınca İrfan Can’ın golü işi penaltılara götürdü. Fenerbahçe’nin usta ayakları Tadiç, Cengiz Ünder ve Bonicci’nin vuruşlarını genç kaleci Tzolakis kurtarınca, ayağımıza kadar gelen kısmeti de tepiyorduk. Aslında ben İsmail Kartal’ın hala kafasının Süper Lig’de olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Ne oyun planı, ne oyuncu hamleleri yarı finali istiyor gibi gelmedi. Ne dersiniz?
ERMAN ÖZGÜR | KİME YAZAR? / FANATİK
Fenerbahçe ideal kadrosuyla maça olabildiğince iştahlı başladı. Fakat hızlı başlama isteği zaman zaman oyuncuların telaşa düşmesiyle orta sahadan hücuma geçişlerde kolay pas hataları getirdi. Yine de sahada kalitesi ile form durumu doğru orantılı kariyer sezonu geçiren İrfan Can attığı harika gol ile kurbanları arasına Olympiakos’u da eklemeyi başardı. İlk 20 dakikalık bölümden sonra oyun bi parça dengelenmiş olsa da Tadiç ve İrfan Can ile pozisyonlara giren taraf yine Fenerbahçe oldu. Olympiakos’a karşı özellikle Becao ve Djiku ilk yarıda çok yerinde müdahaleler yaparak Livakoviç’in yere yatmasına bile izin vermediler. 2. yarı ise karşılıklı düşük tempo ile başladı. 2 takımın da oyunu kontrol etme çabası üretkenliğin azalmasına sebep oldu. Olympiakos’un maçtaki tek pozisyonunda Livakoviç çok önemli bir kurtarış yaptı. İsmail Kartal Fenerbahçe’nin düşen direncine önce Batshuayi, sonrasında ise Zajc ve Cengiz ile müdahale etti. Fakat oyundan maçın iyileri İrfan Can ve Fred’in çıkması oldukça şaşırtıcı bir karardı. Oyunun dengelenmesine rağmen tabela değişmeyince uzatmalar geldi. Uzatmalarda da yorgunlukların haricinde oyuna sonradan giren isimler de çok etkisiz kaldı.
İsmail Kartal rakibi tedirgin edebilecek en özel 3 oyuncuyu da oyundan almışken Olympiakos da cesaretlendi ama neyse ki kalitesi tabelayı değiştirmeye yetmedi. Sonuçta Fenerbahçe bu ilk maçtaki yanlışlara ve rövanşta yapılan karşılığı olmayan hamlelere rağmen işi penaltılara taşıdı. Ancak Fenerbahçe o kadar kötü penaltılar attı ki Livakoviç de dayanamadı. Fenerbahçe bana göre kendisinden daha zayıf bir takıma elendi. Kime yazar derseniz, ister 2 maçta da çok kötü seçimler yapan İsmail Kartal’a, ister Karagümrük maçının ertelenmesi teklifini geri çeviren yönetime, isterseniz penaltılara çalıştığı söylenen oyunculara.
SERKAN AKCAN | GEREKSİZ RİSK
İsmail Kartal’ın, maçın uzatmaya gitme ihtimali varken Fred ile Dzeko’yu oyundan alması aşırı riskli hamlelerdi. Bu tip serilerin rövanşlarını 120 dakikaya göre planlamak gerekir. Fred’in oyundan çıkarken sitemi bu yüzdendi. Fred varken onun yerine Zajc ile devam etme kararı büyük bir hataydı ve kalan bölümde Fenerbahçe’nin oyunu gözle görülür şekilde geri gitti. Uzatmaların ilk devresinde Fenerbahçe neredeyse kaleye gidemezken kalesinde 2’si isabetli 4 şut gördü ve Olympiakos’u canlandırdı. Fenerbahçe sezon başında kurduğu kadroyla 19/19 yaptıktan sonra Becao, Djiku’dan başlayarak sakatlar vermeye başlamıştı. İlginçtir Fenerbahçe ilk yarıdaki Hatay maçından bu yana ilk kez ideal 11’iyle sahaya çıkabildi. Djiku sakatlıktan dönmesine rağmen o kadar büyük bir mücadele ortaya koydu ki, yerinde müdahaleler, geriden sorunsuz oyun başlangıçları çok etkileyiciydi. 120 dakika boyunca sahanın en iyilerindendi.
İrfancan kariyer sezonunu oynuyor ve bunu artık standardı haline getirdi. Olympiakos karşısında maça çok yüksek perdeden başladı yetenekleriyle büyük fark yarattı. Fenerbahçe sadece yetenek üzerinden ilerleyen bir takım değil. Hücum setlerinde Tadiç, Dzeko ile Szymanski arasındaki iletişim İrfancan’ı ikinci forvet koşularıyla ceza sahasına daha rahat sokuyor. Bu İsmail Kartal’ın savunmayı derinde yapan takımlara karşı önemli kozlarından biri. Olympiakos’un 1 farklık avantajı korumak için yaptığı derin savunmayı kıran seti kurgulayan Tadiç, Dzeko ve Szymanski, bitiren ise İrfancan’dı. Normal şartlarda İrfan bu tip pozisyonlarda uzak köşeye kavisli vurur, Olympiakos kalecisi de onu bekliyordu. Ama İrfan yakın köşeye öylesine nefis bir sol ayak şutu çıkardı ki, adeta topun üzerine tüm yeteneklerini yükleyerek ağları buldu. Çok şık, rahatlatıcı bir goldü.